2011/09/30

ELLE Dergisi Ekim ayı adayıyım!

Selam millet :)
Elle dergisinin her ay düzenlediği blogger yarışmasında bu ay aday olarak seçilmişim.
Siz pek sevgili izleyicilerim şimdi facebooktaki şu linkten  bana oy verip, yani beğenip:) mutluluğumu bi parça daha perçinleyebilirsiniz.
Hepinizi like'a bekliyorum  :)


2011/09/26

İnsanoğlu kuş misali


Aslında o kadar hazırdımki 
"ay acaba bunu mu koysam, yok yok şu fotoğraf daha güzel onu koyayım bloguma" diyip ama hiçbirini ayıramayıp gigabyte dolusu post hazırlamaya.
Nerden nereye işte! 
İnsanoğlu kuş misali diyesim geldi ama konuyla alakası yok bunun.



Taa yazın başında aldığım, her ne kadar kış gelmesini istemesem de, bi ara havalar soğusa da giysem dediğim pembe kazağımın günü bugün.
Bide örgü olduğu için tek başına giymeye pek cesaret edemediğim elbisem vardı yıllardır dolabımı süsleyen ve 
"ya beni giy ya da giycek başka birilerine ver, çok zoruma gidiyo burda askıda durmak" diye çığıran.



Tamam dedim, söz giyicem seni ama bi şartla!
önce etek olarak kullanıcam seni,
beline de kalınca bi kemer takıcam.
Anlaştık mı?

Olur dedi çaresizce.



Bi saniye yaa ne anlatıyorum ben böyle?

Örgü modasının tavan yaptığı bi sezondayken,
halihazırda örgü elbisem ve şeker pembesi kazağım varken 
ve tabiki Ankara da serinlemeye başlamışken en örgü giyen bayan halime bürüneyim dedim. 
Üç vakte kadar ören bayan halime de tanık olacaksınız, şşşşşştt ;)



Herşey konsepte uymuşken örgü çantamı takmasaydım o kadar ayıp olurduki ona!
Lacivertsin, alakasızsın, ama pembeyle tadın bi başka olur gel bakim şöyle dedim ve taktım koluma.
Not: Yazar yukardaki cümlede Şahika'nın "ucuzsun, basitsin" kalıbından esinlenmiş ve içten içe Avrupa Yakasını özlemiştir.


Kılıkla alakalı mani; 
kazak olayım ör beni
elbise olayım giy beni
Teknokent'ten sor beni
İnsanoğlu kuş misali



Derken çaat diye önce renkler gitti.
Sonra bi baktık makinenin şarjı bitti.
e hani gigalarca fotoğraf çekecektik? :(
Bugünlük bu kadarmış yapcak bişi yok.

Demekki neymiş tedbirli olmak ve ofise giderken bile yanında yedek batarya taşımak lazımmış!
dünyanın binbir türlü hali varmış.
Bide insanoğlu kuş misaliymiş :)
40 kere söylersem belki bi yerlere uçabilirim diye tekrar ediyorum..

Oldu iyi günler ;)

2011/09/21

Fırfır fır rrr..


 Bu akşam ıspanak yemeği yaptım mesela, 
bulaşık makinesindeki temizleri yerlerine yerleştirdim-ki bu en sevmediğim kısmıdır, kirlileri makineye dizmeyi daha çok sevenlerdenim ben.
Bide sofrayı hazırladım.
Dolaptaki kokunun sebebi olan bozulmuş domatesi dolabın en kuytu yerinden bulup çıkardım ve dolabı temizledim.
Bide bunların hepsini yarım saatte ve işten eve saat 8'de gelmiş patlak kafalı halimle yaptım.
Yani aslında insan istediği zaman bikaç çekirdekli çalışabiliyomuş onu öğrendim!

Ama şunu da farkettimki ki biyandan dizi izlerken bi yandan bişeyler yazmak çok zor, onu aynı anda yapamıyomuşum demekki!










Bu fotoğraflar öğle arasından.
O kadar yeni ayakkabılarımı giymişim, post yapmadan olmaz dedim.





Şu çam ağaçları iyi güzel hoş, da bi yere kadar..
Nereye yaslansam reçine, elim kolum bacağım yapış yapış, 
yüzümdeki ifadeden anlaşılacağı üzere hadi bi an önce gidelim burdan diyen iç sesim bangır bangır bağırıyo!
Olmaz ama bi saniye, henüz geleneksel fırfır pozumu vermeden nereye?


Tamam şimdi gidebiliriz.

Oldu görüşürüz yine ;)

2011/09/18

DIY: Dev fiyonklu elbise

Bugün size cuma günü arkadaşımın düğününde giydiğim ve bundan 1 sene önce en yakın arkadaşlarımdan birinin after wedding partisi için tasarladığım elbisemden bahsedicem.


Hem kumsalda olacak bir parti için kafi miktarda rahat olmalı, hem kimsede aynısından olmayacak kadar özgün olmalı, hem de tabiki minikkuşun şanına yaraşır bir imza taşımalıydı pembe fiyonk gibi :)
Aldım elime dikiş makinemi, fıtı fıtı diktim fiyonkumu.
Şöyle en çaprazından da yerleştiriverdim elbisemin üzerine.
Ju'mun tabiriyle kocaman bir hediye paketi oldum bu elbise içinde :)



Fuşya parlak çantam öyle güzel eşlik ettiki fiyonkuma 



Sokak lambasının dibinde esrarengiz pozlar da verdim düğünde bütün kurtlarımı döktükten sonra :)




Düğmelerini aceleyle tam kapatamamış olsam da siyah kısa kollu montumla biz çok mutluyuz ^.^




Ve gecenin sonu itibariyle maşalı saçlarım. 
ancak bu kadar dayanabildiler :)
ama saçlarımı ofise götürdüğüm maşamla kendim yaptığımı da işin içine katarsak bu da başarılı bir DIY sayılabilir bence, siz ne dersiniz? :)

Çok güzel bir düğün, çok keyifli bir geceydi..

Onlar ermiş muradına, 
darısı başka DIY projelerinin başına diyerek kalan birkaç kurdumu dökmek için bilgisayarın başından ayrılıyorum :)

Haftasonu kıymetlileri

Görmemişin H&M'i olmuş, tutmuş kredi kartının limitini aşmış türünden bir haftasonu olmaması için çok kararlı davrandım, sonrası için de birşeyler bıraktım:)
Wishlistim yoktu, çok tehlikeli olabilirdi, ama bu haftasonunu yara almadan hafif sıyrıklarla atlattım:)
Şöyleki:


Dünyanın en şirin papilerini buldum, hem de tam bişi bulamadığımı düşünüp ellerimde 2-3 parça ganimetle kasaya ilerlerken :)


Saat 3 olmuş hala ne işim var burda diyip kolyemi kaptığım gibi pembeye doğru ilerledim. Pembe kim mi?


Üzerinde puantiyeleri olan çok cici bir fular ^.^ Üstelik de lacivert-pembe, en sevdiğim ikililerden!


Kışa iyice yaklaştığımız şu günlerde renk cümbüşlü bi sunum olsun istedim.


Kış diyince birden tüylerim ürperdi ve hemen bitane bu dünya tatlısı şapkalardan edindim. 
Biliyorum bu kış bütün kafalar yumurta gibi bu şapkalarla süslenecek, biliyorum sevgilileriniz/eşleriniz sizi kaybettiği zaman şapkanızdan kesinlikle ayırt edemeyecek.
Olsun dedim. 
Dayanamadım ve aldım. 
Şapkayı alıp ekose şalı almamak olmazdı, onu da atıverdim shopping bagime :)
dipnot: Şu an çok paçoz durumda olduğum için manken olarak abajurlarımı kullandım :)


Sonra bide yeri gelir kızımın üstünü örterim, yeri gelir panço gibi üzerime sararım ya da boynuma dolarım diye bu siyah-beyaz şalı aldım. Kemerle kombinleyince elbise bile olabiliyor, o kadar fonksiyonel.


Sonra da eve gelip temizlik yaptım :(

Kendime uyarı: henüz alışveriş sürecini bitirmiş sayılmazsın minikkuş. En azından bikaç parça deri pantolon ve etek almadan bitmemeli!

Oldu o zaman herkese şimdiden güzel bir hafta ve sendromsuz bir pazartesi diliyorum.
Zira ben yarın izinli olacağım :)

2011/09/16

Duyan gelmiş


Bugün günlerden cuma, aylardan güzel bi eylül, akşama çok sevgili arkadaşımın düğünü var, kolyemi çok seviyorum.
Daha ne olsun!



Kolyem Gaziantep Tresera hatırası, ilk görüşte aşk böyle bişi olsa gerek.
"O nasıl bi kolye öyle yaa, takılırmıymış o, boşver bak şu daha güzel" gibi tepkilere kulağımı tıkayıp aldığım ve sanırım yıllarca bıkmadan usanmadan takacağım kolyem 
Çilek, elma, çiçek, her türlü meyvenin sallandığı ağaç ve capon adam. Hepsi bu kolyede mevcut.
Kolyenin adını "duyan gelmiş" koydum. 


Fotoğraflar dünden kalma, hava sıcak, karın aç, fotoğraf çekmeye ayıracak zaman kısıtlı. Yol üstünde gördüğümüz bütün çalı çırpı ne varsa değerlendiriyoruz.





Yüzük de bileklik de hediye.
Gömleği sırf kolunda ve yakasında sıra sıra dizilen şu düğmeler sebebiyle aldım. Pek rahat, yıka yıka kullan cinsinden.

Ama esas alışverişi haftasonuna saklıyorum. Aylardır İstanbul'a gidemedigim icin büyümüş ve tavan yapmış olan H&M hasretimi, Ankara'ya sonunda açılmış olan H&M'de reyon reyon, kabin kabin saatlerce gezerek giderme planım var.
Wishlistim yok! 
Çok tehlikeli ve sarsıcı bir haftasonu olabilir. 




Özellikle Ankara'lı arkadaşlardan destek istiyorum bu konuda. Kendini deli gibi alışverişe kaptırmış ve gözleri H&M logosu olan bi kız görürseniz durmayın koşun yardım edin ona.
Çıkarın onu ordan.

Güzel cumalar, iyi haftasonları hepimize ^.^

2011/09/14

Siyah iyidir!




Neymiş efendim siyah giymek karaları bağladın demekmiş. pehhh..
Bilakis bugün son derece keyifliyim ve günlerden çarşamba, yani sizin anlayacağınız haliyle sarma ve sarmacıyı kazandırma günü ^.^





Anlatacak pek bişi yok bugün.

Akşam kuzey-güney var, muhtemelen bundan 2 sene sonra bu postu okurken "vay beee bi aralar kuzey-güney diye bi dizi vardı diimi, bide buğra gülsoy diye bi genç vardı" diyeceğiz.
Olsuuun.
Hiç sorgulamadan, 
"ı ıh asla izlemem, ıyyy o ne öyle, hayatta tv izlemem" gibi tepkiler vermeden, 
tv başına oturup, yanıma tabiki abur cuburumu da alıp pür dikkat izlediğim 1-2 dizim var, evet!
beyin kullanmadan yapılan aktiviteleri seviyorum çünkü, tıpkı kahvaltı yaparken magazin programı izlemek gibi!
Zaten işten gelmişim kafam bimilyon, bide oturup siyaset meydanı izleyecek halim yok heralde..







Siyah giymek güzeldir, siyah asildir.
Bütün kusurlar, fabrikasyon hataları komple yok olur siyah giyince :)
Neyle takıp takıştırsan uyum sağlar, sesini çıkarmaz, ı ıh demez!
Hele bide siyah bi elbiseyse giy ve çık. Tek parça. Mis.
Araya biraz pembe serpiştirirsin, biraz da su yeşili.


Sonra oturursun biraz dinlenirsin, ayaklarını sallarsın banktan aşağı doğru.
Sanki adım adım kışa yaklaşmıyomuş gibi sıcak havanın tadını gölgede çıkarırsın.



Sonra bu güzel yüzüğü yıllardır kaybetmemiş olmanın sevincini yaşarsın w/
Bişeyleri kaybetmiyor olmak yetenektir.






Kafamın yan tepesindeki fiyonk broştan devşirme. puantiyeyi görünce tutturuverdim saçıma. herşeyi her yerde kullanmak güzeldir.




Pembe boncuklu kolyemin bide fıstık yeşillisi var.
sadece rengiyle degil boncuklarının dokusuyla da şeker gibi yeme isteği uyandıran bi kolye, benim tabirimle dünya kolyesi 


Şimdi biraz yaramazlık yapıp kaçak kaçak merdivene tırmanma zamanı.


Arada birileri bizi görmesin diye kontrol yapıyoruz tabiki. 
Hayır bide merdiven o kadar orta bi yerdeki, ağaçtan elma toplamak için çıktığımı da söyleyemem, kabak gibi ortadayım!



Tabi her çıkışın inişi de olduğunu unutmamak ve ağır ağır inmek lazım basamakları diimi :)
 yoksa böyle çığlık çığlığa inletirsiniz koskoca Odtü kampüsünü..




Uzun zamandır uzun ve siyah giymemişim düşündüm de. 
Güzel olmuşum mu? ^.^


dipnot: "ayyy cok güzel olmuş"lar kadar, "ıyyyy bence hic olmamış"lara da açığım, yeterki eleştirin :)


oldu bana müsade.