Gören de çok seviyorum sanır!
Kırmızıyı sadece Nurten ablaya yakıştırırdım. Bana kırmızı bişi uzatan reyon görevlilerinin kafasına topkek fırlatasım gelirdi(çocuktuk tabi ozamanlar, elimizde ya kakaolu topkek yada çubuk kraker)
"anne yaa hiç kırmızı giycek biri gibi duruyo muyum ben? şu kıza bişi söyle! "
Sanki hakarete uğramışım gibi. O derece sevmezdim yani.
4 sene önce, yetişkinler asla el bile sürmezken, yalnızca ilköğretimdeki küçük arkadaşlarımızın giyebileceği bu çorapla başladı kırmızı hikayem.
Ermanla avm avm dolaşıyoruz, bana o çoraplardan lazım diye.
"Sen şu tarafa bak, ben de bu taraftaki dükkanlara" şeklinde görev paylaşımı yapıp başlıyoruz aramaya. İlla o renk olcak, tam kırmızı değil, narçiçeğine çalan bi kırmızı. Siyah elbisemle giyicem, kafayı takmışım bi kere.
Duyan da giyip bi davete gidicem ya da özel bi parti vericem sanır.
Aldığım gibi eve gider gitmez aynanın karşısına geçip saatlerce denemeler yapcam.
Bazen bişeyleri saplantı seviyesinde isteyebiliyorum ve o şeye sahip olmadan normal hayatıma dönemiyorum.
Böyle garip değişik huylarım vardır benim.
Çok sever, hemen bağlanırım. Bağlandığım şey bir insan, bi kedi, bi ayakkabı yada kaban olabilir, ben sınıflandırma yapmadan severim :) "sevdim mi adam gibi severim" diyen şairimsi bi adam vardı gözlüklü, o geldi aklıma birden:P
Mesela bu aralar How I Met Your Mother'a feci baglandım, kopamıyorum. Son sezona yaklaştım ve şimdiden onun stresi sardı beni. O da bitince neye gülecem artık? sanki normalde hiçbişeye gülmeyip sadece dizi karakterleriyle eğleniyomuşum gibi.
Tv ünitesine bağlı bi hasta gibi.
Bi ara "Friends" için de böyle üzülüyodum.. Gerçi o dizinin devam etmesi için 10000 imza gerekiyo desinler, şimdi başlarım toplamaya teknokenttekilerden.
Bir dizi 15 sene önce çekilip, hem bu kadar keyifli hem de bu kadar güncel ve kaliteli esprilerle nasıl donatılabilirki diyo insan izlediği zaman..
ki o andan itibaren de artık hayatınız asla eskisi gibi olmuyo söyliyim.
Yani o karakterler hayatınıza bi kere girdimi artık sizin evden biri oluyolar.
Sezon finali hiç gelmesin, adamlar hiç tatil yapmadan sürekli yeni bölümler çeksin gibi insanlık için büyük isteklerde bulunuyosunuz.
Kardeşimle bi araya gelince yaptığımız en keyifli aktivitelerden biridir rastgele bir sezonun rasgele bi bölümünü açıp Friends izlemek:)
tıpkı hababam sınıfındaki tüm replikleri ezberlemiş olmamıza ragmen hala izlerken zaman zaman gülebiliyosak bu da onun gibi bişi.
Herkesin espri anlayışı farklı tabi. Kimi "Geniş Aile" izleyip abartı karakterlere güler, kimi Cem Yılmaz gibi ince ve zekice espriler yapan adamlara güler, kimini sadece mimikler bile güldürür.
Ama şuna eminim, Friends'i izleyen herkes mutlaka her bölümde en az bi kere hatrı sayılır bir desibel seviyesinde gülmek suretiyle kendinden geçecektir:)
Ben Phoebe karakterinin aşığıyım mesela. Hem zeki, hem aptal, hem komik, hem istediği zaman çok çekici, hem de eğlenceli bi kadın.
Ağzından çıkan her cümle ayrı bi tez konusu olabilir:)
Bide Chandler var dünya tatlısı. Komik olmaya çalışmadan, kendinden komik olan bi erkek.
Hem sempatik, hem şapşal, hem dünyanın en aptal aşığı hem de dizinin en komik karakteri.
Zaten toplam 5 karakter var ve tüm dizi bu 5 arkadaşın etrafında dönüyo.
Arkası yarın gibi bişi olmadığı için de her bölümde yeni bir konuyla, yeni eğlence malzemeleriyle karşınıza çıkıyolar. Süpriz yumurta gibi *.*
Diziyi izlemeyenler için sıkıcı olabilir diye konuyu burda kesiyorum ve size şiddetle, akşamları eve gidince ilaç niyetine bu diziyi izlemenizi öneriyorum.
Zaten bi kere izlediginiz zaman bidaha vazgeçemeyeceksiniz;)
Zıplamalı hoplamalı pozlarım arasında bana göre açık ara farkla önde olan bu pozumu, yüzümdeki o malak ifadeye rağmen sizlerle paylaşmaktan kaçınmadım.
"Andımız"ı havada okuyan ilkokul bebesi gibiyim, ilkem yükselmek ileri gitmektir :P
Lütfen bu fotoğrafı 13 yaşından küçük çocuklara göstermeyiniz, bunu gördükten sonra artık gece yatarken kapıya sırtı dönük yatamayabilir ya da ışıksız uyuyamayabilir allah mıhafaza!
Fotoğraflarda hareketlilik iyi güzel hoş da, saç savurma ve kafayı ordan oraya attırma konusunda hala sıkıntı yaşıyorum.
Hopla diyin zıpla diyin, boyum kadar zıpliyim.
Ama saç savur dedin mi bi anda yukardaki gibi ibretlik bişi haline dönebiliyorum töbestaağğğğ duruşa bak..
Bu arada saç savurma yazdıkça sac kavurma yeme isteğim tetikleniyo! Nası bi insanım ben yaa, anne bana naptın sen allasen?
ve Kırmızı çoraplı pasaklı kız montuyla yerleri süpürerek gider.
Bunu kabul etmiyorum, bidakine daha uzun oturmaya bekliyorum, oldu görüşürüz o zaman da.