- Bu aralar yapacak çok şey, yazacak az şey var. Mesela yazlıklarla kışlıkların dolapta yer değiştirmesi gibi. Yazsam yazılcak bişey değil, ama yardım etmek isteyen varsa koşsun gelsin zira yapcak çok işimiz var.
Kışlıkların henüz yeni yerlerini alamamasından sebep, ha bide Ankara'nın gündüz eriten akşam titreten dengesiz havalarının da katkısıyla birlikte "elimizde mont, ceket ve hırka, üstümüzde t-shirt, ayağımızda açık ayakkabı, çantamızda yağmur olasılığına karşı kapalı ayakkabı" şeklinde saçma sapan görünümlü insanlar olarak geziyoruz biz burda.
- Aldığımızın henüz birinci ayı dolmadan sıkılmış olmam sebebiyle oturma grubumu değiştirmek istiyorum. Ama modeli değişmesin kumaşı değişsin istiyorum. Tabi bütün bunları koltuk döşemecisi ve kumaş aramadan bi sihirli deynekle zort diye yapmak istiyorum anlıyo musunuz beni? Ama ne zamanki aklımda bu konu olsa, böyle kafamda tatlı tatlı baloncuklarla kumaş seçip kaplattırdığımın hayalini kursam, oturma grubunun üstünden "istiklal alana lcd bedava darısı başına.." diye seslenen Aşkın Nur Yengi çıkıyo karşıma. O an zaten hayattan kompil soğuyosun, nerde kaldı koltuk, nerde kaldı kumaş!
- Önümüz kış, yiycez içcez, yatcaz kalkcaz. Nası olsa kalın giyiyoruz, bide üst üste giyme modası çıktı. Simitlere ve semerlere özgürlük dönemi başladı. Ama yoook bu kez tedbirli olcam. "Bi orta boy pizza yeter mi acaba yaaaa" sorunsalından kurtulup bir küçük boy karışıkla yetinmeyi bilicem. Spor salonlarının, beni ayda bir spor yapmak için üye yapmadıklarını buzdolabının üstüne yazıcam, her yemekten sonra bakıcam o kağıda. O da bişey sonuçta.
- Bundan yıllaaar yıllar önce, yine bir pis boğazlılık çalışması sırasında, tam da patates kızartmasını ağzıma atacakken, kızartmanın kıtır kıtır olmasının verdiği yanıltıcılıkla beraber çatalı sertçe ısırmış, ön dişlerimden birini azcık kırmıştım. Patatese ne mi oldu? tabiki yiyemedim. Çatalı ısırdıktan sonra dişlerde oluşan o metalimsi gıcık hissiyatı herkes biliyo diimi? o zaman niye soruyosunuzki.
Peki ben bunu neden anlatıyorum. Akılsız baş mı dersiniz, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir mi dersiniz, ordan kendim ettim kendim bulduma mı bağlarsınız orasını bilemem, bi baktımki patates kızartması yerken çatalı sertçe ısırıp dişlerimi kamaştırma işi bende alışkanlığa dönüşmüş. Ön dişimi daha fazla kırıp hüsniye teyzeye bağlamadan ya kızartmayı hayatımdan çıkarmam yada o dişi yaptırmam lazım.
Bu tarz çok mühim şeyler var işte yapmam gereken. Hayat bazen çok zormuş valla da.
Peki senin bu kış planın ne? Domatesler biberler buzdolabı poşetlerine doldurulup dondurucuya yerleştirildi mi? Kışlıklar alfabetik sıraya göre katlandı mı? Alper tunga öldü mü ıssız acun kaldı mu?
Hadi hepsini geçtim, bikere bile bu pazartesi kesin başlıyorum diyeti yapmıycak mısın yoksa? yok artık!
Elbise: Çayyolu pazarı
Sandalet: Zara
Gözlük: Marc By Marc Jacobs
Gözlük: Marc By Marc Jacobs
Clutch: Koton
Kolye: H&M
Bileklikler: H&M, LWC by AhuAtesel
Mekan: Kalkan Marina