2013/11/01

Önce bilinçlenmek gerek!

Bu hatırlatmayı yapmak için illaki meme kanseri haftası olması gerekmiyo sonuçta. Aynı şekilde, doktora gidip bi kontrol yaptırmak için de bi şikayetimizin olması gerekmiyo.. Ama farkında olmadan, 1-31 Ekim tarihlerinin Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı olduğunu bilmeden, bir gün gecikmeli de olsa bu konuya deyinmiş olmaktan mutluyum.

(internetten alıntıdır)


Ben bundan 1 sene önce, diş muayenesi için gittigim klinikte, duvarlarda asılı olan Meme Kanserine Duyarsız Kalmayın temalı afişlerden birinden gaza gelerek hemen dahiliye bölümünden randevu aldım. "Ulan 29 yaşına geldim, bi kere doktora kontrole gitmedim. Hatta onu geçtim, elle nasıl kontrol edilir onu bile bilmiyorum" dedim kendime. Şansıma, diş muayenemden hemen sonra boş yer buldum ve soluğu dahiliye uzmanının yanında aldım.
Doktor önce şikayetimi sordu bana. Bu o kadar alışıldık bir durum olmuşki, şikayeti olmadan birinin muayeneye gelmesine olaganüstü bir durum gibi bakılıyor. Sadece kontrol amaçlı geldigimi, evde kendi kendime de gögsümü dogru bir sekilde kontrol edebilmek istedigimi söyledim. Ve dakka bir gol bir! Doktor elle yaptığı ilk muayenede dogrudan kist buldu! Tabi bu herkeste olacak diye birşey yok. Benim kistim sağolsun biraz fazlaca büyükmüş (5 cm kadar!), o sebeple de hemen farketti doktor. Sonra da hızlıca ultrasona yolladı. Ultrasonda gerekli inceleme yapıldıktan sonra kistin zararsız olduğuna, fibrokist denen ve aslında on kadından belki sekizinde bulunan bir kist olduguna karar verildi. Ama ben bununla da yetinmeyip, içimde en ufak bir şüphe kalmaması için örnek alınmasını ve bu örnek üzerinden o kistin daha detaylı incelenmesini istedim. Biyopsi yapıldı, (bilmeyenler için) göğsüme biraz kalın uçlu bir iğne batırılarak birkaç parça doku örneği alındı. Sonra bu örnekler incelendi ve kistin tamamen zararsız bir kist olduğu, sadece bazı kadınlarda boyutlarının ekstra büyük olabileceği ve benim de o kadınlardan biri olduğum sonucuna varıldı. İşin ilginç yanı, bu fibrokist denen arkadaşların yaşla hiçbir alakası yok. Yani 10 yaşında bir kız çocuğunda bile pek ala 10 cm çapında fibrokist görülebiliyormuş. Önemli olan bunu farketmek ve iyi huylu olup olmadığını en kısa süre içerisinde öğrenmek!
Peki şimdi merak ediyosunuzdur, 5 cm çapında, yani kocaman bir kisti nasıl oldu da farketmedim bunca sene. 
Kist denen şeyin top gibi bir parça olduğu düşünülmesin. Mesela benim gögsümdeki, çok ince ama geniş, sanki bir kapak gibi gögsümün üzerini kaplayan bir yapıdaymış. Bu sebeple de dışardan baktığımda hiçbir şekilde farketmem mümkün olmadı.

Doktorum bana "iyiki de bu kisti bulduk sende. Artık düzenli olarak kontrol yaptıracaksın bu vesileyle. Keşke bütün kadınlar bu bilince varabilse" demişti. Hakkaten de dedigi gibi oldu. Herşeyin yolunda gitmesi, kistin zararsız çıkması ve doktorumun beni sonsuz desteklemesi ve bilgilendirmesi neticesinde düzenli olarak 6 ayda bir kontrollerine giden ve etrafındaki tüm kadınları da bu konuda bilinçlendirip muayeneye gitmeye teşvik eden bir karaktere dönüştüm:) 
Ha sonra ne oldu. Vücudunda zararsız bile olsa kocaman bir cismin varlığından rahatsız olan ben, soluğu yine doktorumun yanında aldım. O her ne kadar "sen düzenli olarak kontrollere gel, herhangi bir büyüme olmadığı sürece bu kist için seni kesinlikle ameliyat etmem, durduk yere seni bıçak altına yatırmam" dese de, ben rahat edemedim. Sinek küçük ama mide bulandırır hesabı, ameliyatla alınmasına karar verdim. Tabi bütün randevularımda ve aldığım kararlarda yanımda Erman'ın oluşu, bana her konuda destek olması ve rahatlatıcı konuşmalarıyla bana verdiği huzuru da göz ardı edemem 
Doktorumu zar zor ikna ederek (evet, böyle de bir insandı! adam resmen benim ısrarlarımla beni ameliyat etti) ameliyat için tarih belirledik. Bu sefer de estetik kaygılar yaşamaya başladım "ya ameliyattan sonra iz kalırsa" diye. Allah korusun, sonuçta göğsümüzü aldırmıyoruz. Etrafımızdaki büyüklerden biliyorum, dört kişiden biri ameliyatla kist aldırmış. Ama yine de insan "ya iz kalırsa" diye dert ediyo işte. Duyan da üstsüz 
güneşleniyorum sanır:P
Sonuç olarak, kendi kendine eriyen gizli dikiş atıldığı için dışardan kesinlikle iz bırakmayan bir ameliyat geçirdim ve doktorumun da dediği gibi ameliyattan 1 ay sonra eser kalmamıştı izden! Bide üstüne kocaman bir et parçasından kurtulmuş oldum:) Şimdi ise düzenli olarak 6 ayda bir, yani her kadının yapması gerektiği gibi kontrole gidiyorum. Bu kadar kolay aslında!

Peki bütün bunları durup dururken neden sizlerle paylaşma gereği duydum? Neden geçen sene bunları yaşadığımda değil de şimdi anlatma ihtiyacı hissettim?

Bugün nette bir araştırma yaparken çok alakasız bir şekilde kendimi aşağıdaki sitede buldum. 


Evli ve mutlu bir çift. Sonra hayatlarına meme kanseri girmiş.. Adam, eşinin kansere yakalandıktan sonra fotoğraflarını çekmiş ve yaşadığı evreleri bize adım adım göstermiş.. Fotoğraflara bakarken içim parçalandı, yutkunamadım, gözyaşlarım dondu gözümde (bıraksam şakır şakır ağlarım aslında ama ofisteydim o sırada..) ve sırf bu yüzden bu konuya dikkat çekmek için yaşadıklarımı sizle paylaşmak istedim.

Kanserin nasıl bir lanet olduğunu az çok hepimiz biliyoruz. Kimimiz yakın çevresinden, kimimiz televizyondan yada kulaktan dolma haberlerle bi şekilde bu illetten haberdar. Bütün bunlardan haberdar olup, bir parça da olsa kendi çapımızda önlem almak çok zor olmasa gerek. 
Hiçbir kadın, hiçbir eş yada aile bunları yaşamak zorunda değil. Belki tam çözüm değil ama, çözüme giden yolda gereken adımı atmak tamamen bizim elimizde. 
Meme kanserinin tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalık olduğunu bilelim. Ve lütfen, şikayetimiz olmasını beklemeden, hadi altı ayı geçtim senede bir kere bile olsa gidip doktor kontrolünden geçelim. 

Dipnot: canınızı sıktıysam yada kafanızı şişirdiysem kusura bakmayın. Bu konuya dikkat çekmek için yapabileceğim ve elimden gelen tek şey buydu, onu yaptım;)

13 yorum:

  1. Aslında böyle konuları okuyamam bile ben hep içim parçalanır ama bu kez okudum. Dediğin fotoğraflara bakamamıştım mesela hala da bakamam. En çok korktuğum şey adını bile ağzıma almak istemiyorum. Ben de gitmiştim kontrole ama ne çok korkmuştum...Çok geçmiş olsun, çok cesur davranmışsın ve bu yazıyı yazdığın için de teşekkür ederim..iyi haftasonları minikkuşum...

    YanıtlaSil
  2. Bence harika bir yazı olmuş canım.En yakınlarını kanserden kaybeden ve yaşayan biri olarak teşekkür ederim sana ...

    YanıtlaSil
  3. Offff Offf
    çok haklısın, kafa şişirmek ne kelime
    2-3 ay önce çok sevdiğim bir ablamın mem kanseri olduğunu öğrendim
    şişliği farkettiği halde önemsememiş
    geciktirmiş de geciktirmiş
    sonrasında kötü huylu ortaya çıktı ve kemoterapi alıyor
    erken teşhis ve tedavi çok önemlii
    biliyormusun sen söylemesen ben yuvarlak bir cisim arayacağım elle yaptığım kontrollerde
    ince şerit şeklinde olduğunnu ilk kez duydumm :((((
    Ne kadar aksatıyoruz herşeyi :(

    YanıtlaSil
  4. Verdiğin siteyide inceledim şimdi ve inanılmaz üzüldümm :(((((

    YanıtlaSil
  5. Ben kanser hastalarının yüzlerine bakamıyorum; çünkü garip bir şekilde hepsini birbirine benzetiyor ve her yüzde kardeşimi (kendisini kanserden kaybettik) görüyorum. O yüzden bu hastalıkla ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum. Ama senin kistinin zararsız olmasına sevindim. Allah kimseyi bu hastalıkla sınamasın amin.

    YanıtlaSil
  6. Aman diyeyim, geçmiş olsun! Kendine iyi bak! Aman! Allah korusun.

    YanıtlaSil
  7. O fotoğraflara bakamadım.
    En yakın arkadaşlarımdan birini yumurtalık kanserinden 6 ay içinde kaybettim, o karelerdeki gibi her aşamasına şahit oldum.
    Hatta biliyor musun Samsunluydu ve ben ne zaman seni okusam aklıma gelir.
    O da ihmal etmişti, günlerce karnı ağrımıştı ve doktora gitmemişti ne kadar uyarsak da, ve sonra ev arkadaşının zoru ile gittiğinde öğrenmiştik.
    Nelere zaman buluyoruz da 2 dakika ayırıp randevu almaya üşeniyoruz, erteliyoruz.
    Sana çok çok geçmiş olsun, Allah korusun.
    İyi ki yazdın. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  8. her zaman ;dermansız dert vermesin allah kimseye diye dua ederim ben,çaresi olsun da

    saglık en önemli sey iken su hayatta bazen en boşverilen oluyor ,ne büyük hata

    Sana cok cok cok geçmiş olsun minikkuşum; yaşanmıs ve bitmis en zararsız şekilde,bir daha seni bir an şüpheye düşürücek kadar bile uğramasın sana insallah :)

    YanıtlaSil
  9. Kanserin başka bir çeşidiyle tanışıp, hayatta en sevdiğim varlıklardan birini kaybettim yaklaşık dört yıl önce. Ne kötü, zor bir hastalık.. Bilinçlenmek, bilinçlendirmek şart..
    Sana da çok geçmiş olsun Minikkuşum <3 Öperim çokça..

    YanıtlaSil
  10. Kesinlikle can sikici bir yazi olmamis . Ellerinize saglik , keske herkes sizin gibi duyarli olabilse... Yazinizi okuduktan sonra ne olu ne olnaz diye esimi muayeneye goturmeye karar verdim . Sagligin kiymetini bilmek icin sagligimizi kaybetmeyi beklemeye gerek yok. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  11. Cok yerinde bir post olmus sizi tebrik ederim.kontrol cok onemli erken teshis karsi bilincli olan annem bu sayede cok şükür suan yanimizda ben tüm evrelerine birebir yasadim.:(

    YanıtlaSil
  12. canım benim o kadar güzel anlatmışsın ki, ben suan onkoloji poliklinikte doktorluk yapıyorum,yani biopsi yapılıp tanı konulduktan sonra ilk buraya geliyorlar tedavi için, o geç kalmışlık, üzüntü umutsuzluk öyle kötü ki. buradan kendisi veya bır yakını kanser tanısı alanlara sesleniyorum, asla umudunuzu yitirmeyin, ne kadar ileri evreler var tedaviye muhtesem yanıt vereni mucize dediğimiz, sakın düşürmeyin moralinizi, ve lutfen kontrollerimizi düzenli yaptıralım, bu sadece meme kanseri için değil mesela düzenli olarak bir kadın olarak 20 yaşından sonra ya da ilk cinsel ilşkiden sonra en azından iki yılda bir kez smear testini yaptırın, bu hiç zor ya da acılı bir işlem değil ve semptomlarınızı sakın ihmal etmeyin, adet düzen değişikliğinde, değişik bir agrıda hemen doktora gidin. kendimize ve cevremize önem verelim.

    YanıtlaSil
  13. Canim super bir paylasim bu, ve ben de bu aralar yaptirmaliyim diye dusunuyordum, bana cok iyi gaz verdin, tesekkur ederim.

    YanıtlaSil

bütün yorumlar başımın tacıdır, severim ben onları ^.^